Küçük bir kızken insan bebeklerle değil arabalarla oynamalı bence..alır hayallerini doldurur bavullara..atlar arabasına ‘büyüyünce ne olacaksın ? ’ ‘anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı ? ’ sorularından kaçar..üstelik büyüdüğünde ' ne renk saç moda ' 'uff ugg’larım kirlendi ' 'şekerim tırnaklarım çok güçsüz çıt diye kırılıyorlar' muhabbetine girmez..daha akıllı daha mantıklı bi hatun olur..espriden anlar ne bileyim efendim yılışık ve şımarık degil de olgun olur..camından dışarı baktığında barbie’sinin süpersonik harika muhteşem şatosundan gördüğü manzarayı degil,minik bir sırt çantasıyla,küçük adımlarıyla keşfe çıktığını hayal ettiği dünyayı anımsar.. etrafa baktığımızda ‘hakanla mı birlikte olsam yoksa berkecanla mı. kaan da fena değil hani..’ muhabbetinin dönmesi o 90-60-90’lık sarışın uzun bacaklı bebeğin eseridir.her şeyin güzellik olduğunu öne sürer kanımca..ha tüm genellemeler gibi bu da yanlıştır o ayrı..(ironiye gel..)
Tanıdığım , sevdiğim , sarıldığım , gördüğüm simaların dışında tanınacak insanlar,gezilecek yerler,tadılacak yemekler,uçan arabayla gidilecek gezegenler var..
Düt düüüt !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder